“Örgütlenmeye başladığımız ilk günden bugüne kadar her zaman yanımızda olan, eksikliğini tek bir an bile hissetmedigimiz Mehmet Türkmen’in  işçilerden habersiz, işçilerin onayı olmadan bir anlaşma yapılmasına karşı çıktığı için Disk Tekstil sendikasınin genel başkanı Kazım Doğan tarafından görevden alındığını öğrendik.” Diyen işçiler yaşanan duruma tepki gösterdi.

Uğur Tekstil işçileri adına konuşan İşyeri Komite Üyesi Erdal Ayata yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Başta Uğur Tekstil işçileri olmak üzere, şu anda bizimle gönül birliği yapmış, her zaman desteklerini yanımızda gördüğümüz ve bizim gibi direnen Özak tekstil işçilerini, ve daha önce olduğu gibi bugün de bu direnişimizde bizi yalnız bırakmayan değerli kurum temsilcilerini ve basın mensuplarını saygı ile selamlıyorum.

Aylar önce Uğur Tekstil de örgutlenirken hep bir şeye inandık, uğur tekstildeki örgütlü mücadele, birlik beraberlik sadece bu fabrikada çalışan işçilerin değil,  Urfa’da ki ve bütün bölgedeki tüm işçilerin kaderini değiştireceğini biliyorduk ve bu düşünce ile yola çıktık.

 Önümüze kırmızı halı serilmeyecegini, iş verenin bunu medeni toplumlarda olduğu gibi olumlu karsilamayacagini, tam aksine hesap edemeyecegimiz engeller ile karsilacagimizi biliyorduk. Ama birilerinin bilmediği ve hesap edemediği birsey vardı, o da işçilerin birliği, örgütlü mücadelesi ve işçinin bitmek bilmeyen direnme gücüydü. Yeri geldi tutanakla, yeri geldi performans düşüklüğü bahane edilerek işten çıkarılma korkusu ile, sorgu odaları kurulup tehtidler ile karşımıza çıkarak günden güne büyüyen bu birliği ve beraberliği engellemek istediler. Ama onlar baskı yaptıkça  farkında olmadan daha çok büyüttüklerini bilemediler. En son bir buçuk ay önce fabrikayı kapatarak bu işten, sendikadan, kurtulmayı hedefleyenler yine yanıldı.  Biz fabrika önünde direnişe başladık, mücadele ettik ve fabrika tekrar açıldı ve bütün işçiler eksiksiz bir şekilde iş başı yaptı. Bütün bunlar işçinin birliği, kararlı mücadelesi ve sağlam iradesiyle gerçekleşti.

Fabrikamız tekrar açılıp bütün işçiler iş başı yapınca, fabrika yönetiminin hala sendikayi tanımadığını, itirazını geri cekmeyecegini, çalışma bakanlığının yetki tespit yazısı ile resmilestirdigi yetki belgesine rağmen "böyle bir yetki yok" dediğini gördük. Ve daha üretime başladığımız ilk günden üretim düşüklüğü bahanesiyle yine işçiler üzerinde baskı kurulmaya başlandı ve bazı işçi arkadaşlarımız bu gerekçeyle işten atıldı. Fabrikamızın yeni müdürü ve yeni ortağı Servan Zenderlioğlu bir taraftan çıkıp biz burayı büyüteceğiz, işçi sayısını 500’e 1000 e çıkaracağız diyor bir taraftan da burda fazla işçi var diyerek 70 kişilik liste yaptığını ve hepsini işten atacağını söylüyor. Tabi bu baskılar, işten atmalar ve fabrika yönetiminin bu söylemleri içeride çalışan sendika üyesi bütün işçileri rahatsız etti ve huzursuz bir çalışma ortamı oluştu.

Ama bütün bunların asıl sebebi daha sonar anlaşıldı ve taşlar yerine oturmaya başladı. Örgütlenmeye başladığımız ilk günden bugüne kadar her zaman yanımızda olan, eksikliğini tek bir an bile hissetmedigimiz Mehmet Türkmen’in  işçilerden habersiz, işçilerin onayı olmadan bir anlaşma yapılmasına karşı çıktığı için Disk Tekstil sendikasınin genel başkanı Kazım Doğan tarafından görevden alındığını öğrendik. Kazım Doğan’ın Mehmet Türkmen’e "sen işçileri çok fazla savunuyorsun, herseyi işçiye sorup onlar ile beraber karar alıyorsun" diyerek görevden alması tabiri caiz ise kendi temsilcisini satması anlamına geliyor. Çünkü patronumuz Hayri Uğur’un da Mehmet Türkmen’I istemediğini biliyoruz. Yani sendikamızın genel başkanı Kazım Doğan,  bu fabrikayı bizimle birlikte gece yarılarına kadar ev ev dolaşıp üye yaparak örgütleyen, başından beri bu mücadelemize önderlik eden, fabrikada yetki alınmasını, kapatılan fabrikanın tekrar açılıp hepimizin işe alınmasını sağlayan Bölge temsilcisini sırf patronun isteğiyle görevinden alıyor. Mehmet Türkmenin görevden alındığının açıklandığı aynı gün biz işçiler jandarma zoruyla kapı dışarı ediliyoruz.

Evet yanlış duymadınız disk tekstil sendikası genel başkanı kazım doğan kendi temsilcisi olan Mehmet Türkmeni "işçilerin iradesi ve kararı ile hareket ettiğini söyleyerek, ve patronal anlaşarak görevden aldı! Ve bugün sendikamizdan hiç bir yetkilinin burada olmamasi, sendikaya üye yaklaşık 100 tane işçiyi sahipsiz bırakması Mehmet turkmene yapılanları ve Mehmet Türkmen’le birlikte bizim de satıldığımızı onaylar nitelikte. çünkü sendika genel merkezi tarafından Mehmet Türkmen harcanırken bununla eş zamanlı olarak uğur tekstil ve Özak tekstil işçileri kendilerini kapının önünde buldu, bunun tesadüf olmadığını biliyoruz ve Buradan kazım doğana  sesleniyoruz (YUKSES SESLE) SENDİKA BİZİZ! bu sendikanın gerçek sahipleri biz işçileriz. Mehmet Türkmen ilk tanıştığımız günden beri bize hep şunu söyledi ve bir söz Verdi, “sendika demek sizin birliğiniz ve sizin iradeniz demek. Bu sendikada sizinle ilgili bütün kararlar sizinle birlikte alınacak. size sorulmadan, işçilerin onayı ve bilgisi olmadan hiç bir anlaşma yapılmayacak. Işçi temsilcileri olmadan patronla görüşme bile yapılmayacak.” dedi. O bu sözünü tuttu ve bizim irademizi savunduğu için bunun bedelini ödedi. Biz de burdan patronla işbirliği yaparak bizi burda yüzüstü bırakan genel başkan kazım doğan’a ve genel merkeze sesleniyoruz. Siz bu kadar işçinin umudunu ve güvenini yerle bir ettiniz, hepimizin hayallerini ve umutlarını sattınız. Ama biz birliğimize yine de sahip çıkacağız, bu birliğimizi kimsenin bozmasına izin vermeyeceğiz, işe geri dönmek ve haklarımızı almak için sonuna kadar direneceğiz. Ve işçiler olarak sizden bu ihanetin hesabını soracağız.  

Buradan uğur tekstil yönetimine de seslenmek istiyoruz. , şuan burada bulunan ve jandarma tarafından fabrikadan zorla çıkarılan yaklaşık 100 tane işçinin tekrar işe alınması, içerde adil bir iş ortamının ve çalışma huzurunun olusturulmasını istiyoruz. Biz içerde işçiler üzerindeki bu baskının son bulmasını ve işimize geri dönüp çalışmak istiyoruz. İşçilerin haklarına saygı gösterilmesini istiyoruz. Bu taleplerimiz Kabul edilip hepimiz tekrar işe alınıncaya kadar da burda süresiz bir şekilde direnişimze devam edeceğmizi ilan ediyoruz.

Yaşamın kendisi değil sadece kutsal olan;kutsal olan adil bir yaşam, kutsal olan onurlu bir yaşam, kutsal olan güvenli bir yaşam,  kutsal olan haysiyetli bir yaşamdır. Kutsal olan emektir, Ve bizler emeğimiz için, haklarımız ve onurumuz için direniyoruz ve sonuna kadar da direnmeye devam edeceğiz.” Dedi. İBRAHİM TAŞ

Editör: TE Bilisim